hesabın var mı? giriş yap

  • her canlinin dogumundan olumune kadarki kalp atisinin asagi yukari ayni sayida olmasi.

    yani bir kopek 12 yasinda oldugunde " insan olsa bilmem kac yasindaydi" denmesinin sebebi, kalp atisi insandan daha hizli olan kopeklerin hissettikleri / yasadiklari surenin (buyuk ihtimalle) bizimle ayni surede oldugu icindir. (kucaginiza kedi veya kopek aldiginizda kalplerinin ne kadar hizli attigini farkettiniz mi?)

    baska bir ornek de sinekler hakkinda verebiliriz.
    bizim oldurmek icin kaldirip savurdugumuz elimizin onlar icin agir cekim gibi cok yavas haraket ettigi, bizim icin hizla yagan yagmurun sineklerin gozunde tanelerinin arasindan ucabilecek kadar yavas hizda yagiyor olmasi gibi.

  • --- spoiler ---

    hido: kaçırmaya değecek bir adam mı. hani ben adam kaçırsam neşet ertaş'ı kaçırırım. onu da kaçırmaya gerek yok zaten. kalender adam. çağırsan gelir. türküsünü söyler gider.

    --- spoiler ---

    neşet ertaş'ı son kez anmış dizidir.
    allah rahmet eylesin.

  • entel geçinen sonradan görmelerin zoruna giden söz. ya ne olacaktı, sizin gibi özenti olup kendimizi sadece bir müzik türüne mi mahkum edecektik? her müzik türünün (istisnasız her birinin) mükemmel örneğkleri vardır ve bunların arasından kulağa hoş gelenler, o an için insanın ruhuna hitap edenler elbette ki dinlenir. gerçi çakma entel zübükzadeler için de durum böyledir ama ezik oldukları için kabul etmeyi kendilerine yediremezler..

    not: ayrıca toplum içinde bir kimlik oluşturma çabasında olan ezikler de bu sözü sevmezler. ne yapsınlar adamlar özde birşey olmayınca popçuyum, rockçıyım gibi sıfatlarla toplumda sivrilmeye çalışıyorlar..

  • 'kırkından sonra amcam çeker halayı
    amcamın zamanında halay mı vardı?'

    bu hayatın anlamını sordurtur kişiye.

  • bakterilerin -ella ekiyle bitenlerinin genelde gram negatif olması ve bunları bulan adamların genelinin -hoca söyledi- isim verirken eşlerinin adlarını kullanmaları. hayatım yeni bir bakteri buldum, senin adını veriyorum. asfadkjhsfak. bizde olsa kan çıkar lan yuva yıkılır. bakteri sensin, bilimin de sana girsin. yapacağın buluşu seveyim ben gidiyorum!!

  • istek üzerine , tunus' lu bir pizzacidan aldigim tarifi ekliyorum.
    malzemeler
    hamur
    -4 kisilik-
    2 bardak su-dilerseniz yarı yarıya süt kullanabilirsiniz-
    2-3 yemek kaşık sıvıyağ
    2 tatlı kaşık tozşeker
    1 tatlı kaşık tuz
    1 küçük paket yaşmaya
    4 bardak kadar un
    domates sos
    4/5 adet rende domates
    2-3 kaşık zeytinyağı
    2 diş ezilmiş sarmısak
    tuz,kuru ya da taze fesleğen,kekik
    bu malzemeleri domatesin suyu iyice uçana kadar kaynatın.mevsim yaz değilse ben domates yerine yazdan hazırladığım domates sosu ile yapıyorum.kış domatesi ile lezzetli olmaz.
    hamur malzemelerinin tamamını mikserin haznesine yerleştirin.hamur karıştırma aparatını takın ve hamur haline getirin. mikseriniz yoksa buyuk bir karıştırma katında elle yoğurun. un miktarını ben ayarlayarak ekliyorum,bazen daha az bazen daha fazla ilave etmeniz gerekebilir.hamuru en az yarım saat mayalandırın.
    tezgahı hafifçe yağlayarak parmaklarınızla hamuru açın.uygun incelik ve büyüklüğe ulaşınca tepsiye aktarın.üzerine üç dört kaşık domates sosunu yayın.sosun üzerine rende peynir ekleyin.
    bu aşamada parmesan,taze kaşar,mozeralla tarzı peynirler kullanabilirsiniz.
    dilerseniz başka malzemeler de ilave edebilirsiniz.ama pizza, bu şekilde o kadar güzel ki başka malzeme ekleme gereği hissetmiyebilirsiniz.onceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 20 dk.(kontrol ederek) pişirin.
    artık gerçek italyan pizzası yemek için italya'ya gitmenize gerek kalmadı.mutfağın yolunu tutun yeter.
    afiyet olsun
    edit:hamuru mümkün olduğu kadar ince açın. bu şekilde yaklaşık iki tepsi pizza yapabilirsiniz.

  • türkiye, birleşmiş milletler'e "resmi adı"nı değiştirmek için başvurdu ve kabul edildi. link

    yani bu demek değil ki insanların dillerindeki kullanımı değiştirmek gibi bir sonuca varsın. nasıl ki fildişi sahili olarak bildiğimiz daha doğrusu kullandığımız ülke birleşmiş milletler'de côte d’ivoire olarak geçiyor, fakat ingilizce'de de hala ivory coast olarak kullanılıyorsa, türkçe montenegro demek yerine nasıl karadağ diyorsak bu durum da böyle. kimsenin dilinde kullanımı değiştirme hakkını elde etmiş olmuyorsunuz bu şekilde anlayacağınız.

    sadece resmi birleşmiş milletler dökümüntasyonu yapılırken ve anılırken "türkiye" şeklinde kullanılıyor sonuç olarak.

    not: başka bir benzer durum da uluslararası spor müsabakalarında ispanya ismini españa(esp ile kısaltılmış hali ile daha çok) şeklinde görürsünüz mesela.

    edit: türkiye birleşmiş milletler'de resmi adını değiştirdikten sonra sırbistan'da sancak bölgesi'nde bir süre bu şekilde kullanıldı. lakin sonrasında yine sırpça/boşnakça türkiye manasına gelen turska kullanılmaya devam edildi.
    depremden bir haber

    edit 2: turkey ismi esasında anadolu'daki türk halkı için kullanılıyordu zamanından beri. osmanlı devleti'nin resmi adı da zaten devlet-i aliyye'ydi. amerika kıtasında hindi ile rastlayan avrupalılar bu kuşu anadolu topraklarında yetişen beç tavuğuna benzettiklerinden ötürü de hindiye turkey ismini verdiler. yani gocunacak da bir konu da yok esasında. biz nasıl ki hindi ismini hindistan'daki bir tavuğa benzetip vermişsek ve bu hindistan'a aşağılama amacı gütmüyorsa, konu tamamen aynı. öte yandan portekizce'de peru kelimesi hindi manasına geliyor aynı zamanda. peruyu aşağılamak için kullanmak bir yana gayet de saygı duyuyorlar.
    öte yandan, hindi yerine kartal olsaydı daha mı muhteşem olacaktı sanki? zira ne hindi aptal bir hayvan, ne de o manada kullanılmış geçmişte. fransızlar kendilerine horozu seçmişler ülke simgesi hayvan olarak.
    bir de bizim kaba insanlara ayı şeklinde hitap ediyor oluşumuz slav halkları için manasız misal, zira onlar ayının güçlü ve zeki bir hayvan olduğunu düşünüyorlar ve bu imayı anlamıyorlar.

    edit 3: mısır, yani mısır arap cumhuriyeti'nin ismi orijinal dilde "mısr" diye geçer. lakin eski yunanlıların aigyptos olarak adlandırması önce romalılara aegyptus, sonra fransızlara egypte ve en son da ingilizce'ye egypt olarak geçmiş. "ülkenin adı mısr" ne mısır ne de iğycip dememişler.
    çek cumhuriyeti'nin isim değişikliği kısmı bahsedilmiş başlıkta. yalnız şöyle bir olay var. normalde fransa'nın resmi adı da fransa cumhuriyeti(république française). kimse bu şekilde ifade etmediğinden dolayı çekya olarak kullanılması için birleşmiş milletlere başvurdu.
    ama şöyle de bir detay var ki, türkiye ile de ilgili:
    dışişleri bakanlığı, "'çekya' adı, çek cumhuriyeti'nin tam resmi adının yerini almayacak" dedi.
    konudan sorumlu bir diplomat olan kristina larischova, çek cumhuriyeti'nin genel konuşmada kullanılabilecek kısa ve gayri resmi bir adı olmadığı için "gelişmiş demokrasiler arasında bir istisna, hatta bir anormallik" olduğunu söyledi. çek bilimler akademisi çek dili enstitüsü başkanı karel oliva, “böyle bir kararı kendi dilimizde ve sonra yabancı dillerde vermek zor” dedi. "günün sonunda karar verecek olan teşkilat ve bakanlığın şu veya bu kararı alıp almadığını sormayacak" diye ekledi.

  • "orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir."

    demiş büyük insan.

    aramızdan ayrılışının 85. yılında hala bu vatan için dimdik ayakta savaşmaya devam ediyor.

  • oy kullanmaya son dakika gelenlere "ya gelmeseydin yetişemeseydin beni bulamasaydın" der mi acaba.