• son apaçi savaşçısı geronimo'nun romanı, dağlardan sorun beni kitabının yazarıdır. roman olarak başarılı değil ancak geronimo'nun birleşik devletler ordusuna karşı verdiği mücadele, zekası, inancı hele hele kaktüslere mavi ceket giydirerek düşmanı atlattığı anektot harkulade.
  • kitaplarını okurken kızılderililere yapılan zulmü en iyi anlatan , dağlardan sorun beni , küçük ağacın eğitimi, öç günlüğü ve kader dönemeci nin yazarıdır. özellikle dağlardan sorun beni de beni oldukça duygulandırdı.
  • asıl adı asa earl carter olan ırkçı yazar. eski bir ku klux klan üyesi olmasının yanı sıra, hayattayken gerçek kimliğini saklamış ve (bkz: the education of little tree) gibi bir kitap yazmıştır.
  • çok ilginç bir hayat hikayesine sahip olan yazar, nam-ı diğer asa earl carter

    benim de dahil olduğum çoğu kişinin özellikle çocukken okuyup çok etkilendiği küçük ağacın eğitimi adındaki kitabı yazan forrest carter kitapta kendini küçük yaşta anne-babasını kaybetmiş; kendisine küçük ağaç diye seslenen büyükanne-babasının yanında, dünyanın gizli kalbi olarak tanımladığı çeroki vadilerinden birinde büyümüş olarak anlatıyor.
    kitabın içeriği de bu otobiyografiyle paralel olacak biçimde, kızılderililerin eğitime ve doğaya bakışına dair anektodlarla ve o dönemdeki hükümete ve kurumsal hrıstiyanlığa yönelik fazlasıyla sert eleştirilerle dolu. beyaz adama karşı kendinizi çerokilerden biri gibi hissetmenize sebep olacak 1976'da yazılmış bu kitap özellikle yazıldığı dönemde fazlasıyla ezber bozucu aslında. çerokilerin doğaya ve yaşama olan bakışı okuyucuyu derinden etkiliyor ve john wayne tarzı western filmleriyle yerleşmiş barbar kızılderili algısını parçalıyor.
    bu entry'nin konusu olmadığı için kitabı daha fazla övmek istemiyorum ama hakikaten güzel bir kitap*
    tavsiye ederim ki bu tavsiye meselesine daha sonra gelicez zaten.

    kitap çıktığı andan itibaren fazlasıyla beğeniliyor hatta çıkışından 15 yıl sonra 1991'de yılın kitabı seçilip haftalarca best-seller oluyor fakat buraya kadar her şey iyi giderken 4 ekim 1991'de dan carter ismindeki tarih profesörü new york times'ta the transformation of a klansman adında bir makale yayınlıyor ve kitabın yazarının asa earl carter ile uzak kuzen olabilme ihtimalinden bahsediyor. aslında bu zamana kadar yazarın hakkında ufak ufak dolaşan iddialar bir anda büyüyor, ardından ünlü tarihçi henry louis gates jr. da 1991'de bir makale yayınlıyor bu iki kişinin aynı kişi olabileceği hakkında. bu zamana kadar röportaj tekliflerini reddeden forrest carter'ın eşi de durum artık ulusal çapa ulaşınca, eşinin kimliğini değiştirdiğini itiraf ediyor.
    ilginç kısım yazarın eski kimliğinin yani asa earl carter'ın aşırı sağcı, ırkçı, ku klux klan üyesi biri olması.

    kariyerinin ilk yıllarında önce radyo programcılığı yapan daha sonra da benzin istasyonu işleten bu adam, asa earl carter, belegat becerisiyle dönemin ırkçıları arasında hafif hafif yükseliyor.
    işte jukebox'ınızdan siyahilerin şarkılarını silin, beyaz gençlerimiz rock and roll müziğiyle zehirleniyor, beyaz olmak söyle iyi böyle süper falan diye yayınlar yapıyor sürekli. adım adım ünleniyor, cemaat içinde bilinir bir isim haline geliyor.
    1956'da tennessee'de ilk kez beyazların okuluna siyahi öğrenciler gidiyor ve bu ırkçı adam milleti gazlayarak yaklaşık 200 kişilik bir ekibin okula saldırmasına sebep oluyor. arada tutuklanıyor, serbest kalıyor, tekrar tutuklanıyor falan.

    hatta daha sonra ku klux klan'ın artık hafif kaldığını öne sürerek original ku klux klan of the confederacy adında bir fraksiyon kuruyor. bu ekip gene müziğe takmış halde, bebop komunist müziğidir falan diye milletin başına ekşiyorlar. konseri esnasında ünlü şarkıcı nat king cole'a saldırıyorlar.
    daha sonra vahşetin dozunu arttırıp judge edward aaron adındaki bir siyahiyi kaçırıp hadım ediyorlar. polisler adamı kan kaybından ölmek üzereyken buluyor. bunun üzerine örgütten bazı üyeler 20-30 yıl ceza alıyor fakat onlar da george wallace döneminde serbest kalıyor ki buraya daha sonra gelicez.
    1958'de finansal bazı meseleler üzerine çıkan tartışma sonucu carter'ın örgütten iki kişiyi vurduğu iddia ediliyor. hakkında ufak bir dava açılıyor ama hemen düşüyor. böylece örgüt de dağılmış oluyor.

    daha sonra ünlü alabama valisi ve bir başka ırkçı george wallace etrafında görüyoruz carter'ı. george wallace için konuşma metinleri hazırlıyor.
    hatta 1963'te martin luther king'in çok ünlü i have a dream konuşması aslında carter'ın hazırladığı ve yine çok ünlü olan "segregation now, segregation tomorrow, segregation forever" konuşmasına bir cevap olarak yazılıyor.
    bu dönemde wallace seçimi kazanıyor, vali seçiliyor. carter'ın original ku klux klan of the confederacy'den arkadaşları hapisten çıkıyor.
    hatta george wallace siyahilerin ilk kez üniversiteye gitmesini engellemeye çalışıyor falan. bundan bahseden forrest gump sahnesi: youtube
    ama ülke genelinde işler tersine dönüyor, sağcılar gitgide güç kaybediyor. o arada martin luther king suikaste kurban gidiyor.
    wallace da seçimi tekrar kazanabilmek için söylemlerini yumuşatıyor, liberal bir yönelim sergiliyor. bu sebeple aşırı ırkçı carter'ı seçim kampanyasına dahil etmiyor, dışarıda bırakıyor.
    buna bozulan carter tepki olarak beyazlara üstünlük platformu gibi bir şeyin bünyesinde seçimlere katılıyor ama %1,5 oy oranıyla 5 aday arasında sonuncu oluyor.*

    işte ne oluyorsa bundan sonra oluyor. carter teksas'a taşınıyor, kitap yazmaya karar veriyor ve günlerini kütüphanede geçiriyor. eşiyle boşanıyor, çocuklarından yeğenlerim diye bahsetmeye başlıyor ve adını forrest carter yapıyor.
    4 tane kitap yazıyor ki bunların ikisi oldukça ünlü: küçük ağacın eğitimi ve the outlaw josey wales
    hatta clint eastwood 1976'da the outlaw josey wales adlı kitabın film uyarlaması çekiyor yönetmen ve başrol oyuncusu olarak.

    carter en sonunda 1979'da küçük ağacın eğitimi'nin devam kitabını yazarken geçirdiği kalp krizi sonucu ölüyor. yalnız oğluyla kavga ederken öldüğü de iddia ediliyor, nasıl öldüğü biraz muamma.

    bu kadar hikayeden sonra benim merak ettiğim acaba asa earl carter gerçekten forrest carter'a dönüştü mü? belki de bizim bilmediğimiz bir noktada aydınlanma yaşadı, eski hayatından nefret etti. belki özür mahiyetinde yazdı kitaplarını, belki de kendini suçluluk duygusundan kurtarmaya çalışıyordu.
    ya da ölene kadar asa earl carter olarak mı kaldı? gerçi o zaman neden kızılderililerle empati kurduran kitaplar yazsın? belki de herkesle alay etmek istiyordu siyasette yediği kazıktan sonra. ya da sadece bir psikopattı, bir uçta tutunamayınca diğer uca savruldu. suça meyilli oluşu ve suç geçmişi de buna destek olabilecek nitelikte aslında.

    küçük ağacın eğitimini sinemaya uyarlayan richard friedenberg carter'ın kitaplarını yazarkenki motivasyonunu asla tam olarak bilemeyeceğimizi ama kitaplarında yahudilerin ve siyahların çoğunlukla iyi karakterler, kötü karakterlerin ise çoğunlukla zengin beyazlar, vaizler ve politikacılar olduğunu söylüyor.
    son tahlilde ben de fikirlerin kişilerden daha önemli olduğunu düşünüyorum, carter ne yapmak istiyordu sanırım asla öğrenemeyeceğiz ama onu değişmiş ve iyileşmiş bir insan olarak hayal etmekten de zarar gelmez.
    zaten kitapların edebi değerini yazarından bağımsız ele almak sadece küçük ağacın eğitimi için değil, edebiyat tarihindeki birçok kitap için bir zaruret.
  • çok az insan ağaçlara, kuşlara, sulara, yağmura ve rüzgâra tam sevgi duymak için seçilmiştir.

    forrest carter
hesabın var mı? giriş yap