5 entry daha
  • entry'leri okudum ve biz türklerin her zaman yaptığını yine yinelediğini görüyorum; duygularımızla hareket etmek.

    arkadaşlar yaşandığı iddia edilen olaylar son derece sarsıcı ve sansasyonel. hele ki söz konusu savunmasız çocuklar olunca.

    ancak adalet karşısında ne oluıırsa olsun duyguların bir kenara bırakılıp gerçeklerle hareket edilmesi şart. yoksa adaletin terazisi şaşar.

    bakın belgeselde kendisine aynı anda 3 kişinin taciz ettiğini iddia eden kızın yapılan kontrollerde bakire olduğu ve herhangi bir fiziksel bulguya da rastlanmadığı rapor ediliyor.

    ben burada ne çocukları ne de suçu ispatlanmamış yetişkinleri yargılama derdindeyim. ama masum birinin haksız yere mahkum edilmesi kabul edilemez. kim olursa olsun. dünyanın birçok yeri bunun örnekleriyle dolu. ve sanmayın ki bu bir gün sizin başınıza gelmez.

    sanıklardan biri hapisanedeyken intihar ediyor ve bakın bunun hesabını kimse vermedi. o adamcağız öldüğüyle kaldı...

    çocuklar bize tecavüz edildi deyince inanıyoruz da, neden biz aslında yalan söyledik dediklerinde inanılmıyor onu da anlamış değilim. üstelik tecavüze uğradığını söyleyenlerden birinin yapılan muayene sonucu bakire olduğu ortaya çıktı denilmesine rağmen... bu noktadan sonra ısrar etmeye devam etmeniz sizi de sabit fikirli, saplantılı insanlardan farklı kılmaz.

    merkezdeki 4 kişi zaten suçlu. ama o 2 çiftin olayın merkezinde tek kalmamak için uydurdukları koca bir yalandan ibaret diğer suçlamalar büyük ihtimalle. aynı apartmanda yaşayan 17 sanığın hepsinin pedofili olacağı ihtimali dünya üzerinde yüzde kaç denk gelir allah aşkına, mümkün mü böyle bir şey...

    şimdi yazıya ara verip belgeselin ilk bölümünü yeniden izledim. bakın tutuklamalar yapıldıktan sonra 3'ü suçu direkt kabul ediyo ve geri kalan sanıkların hepsi reddediyor. bu 3 kişi merkezdeki 2 çift işte. bunlar gerçekten suçlular zaten. ama diğerleri; yok taksi şoförü yok fırıncı yok müşavir falan bana bunlar merkezdeki 2 çiftin uydurması gibi geliyor.

    bu arada belgeseli teknik anlamda ben de beğenmedim. çocuklardan biri "bana at da tecavüz etti" diyo. yani bunun fiziksel bulgusu yok mu arkadaşım?.. böyle bir şeyin yaşanması bir çocuk üzerinde kalıcı fiziksel izler bırakmaz mı?.. yani 5-10 yaş arasında bir çocuk bu yüzden ölebilir bile, yanlış mı düşünüyorum.

    olmuş bitmiş bir dava; sanıklarla ya da mağdurlarla niye röportaj yapılmamış, eğer denendi ve kabul edilmediyse bu neden bize altyazı ile söylenmiyor. bir tek delay çiftinin bir çocuğu var belgeselde konuşan... ayrıca dna bilimi kullanıldı mı, yalan makinesi gibi şeyler denendi mi denenmedi mi, hiç bunlardan da bahsedilmiyor... ayrıca bir sürü çekimden bahsediliyor bu olaylar yaşanırken; nerde abi bu filmler?.. sex shop'ta bir tane film bulunmuş mu? herhangi bi bilgisayarda bir şeye rastlanmış mı?.. olan şey ortaya çıkıyor zaten; bi tek delay çifti seks yaparken kendilerini filme çekmişler ve bu sırada da kadraja kendi çocukları da girmiş... bu. başka bir şey yok.

    bilemiyorum, tabii ki ben de sizler gibi sıradan bir izleyiciyim ve konularla ilgili hiçbir uzmanlığım yok ama en azından elimden geldiğince duygularla değil de bize sunulan bulgularla hareket etmeye çalışıyorum ve olayın merkezindeki ve suçu erkenden kabul eden 2 çift haricindeki yetişkinlerin masum olduklarını düşünüyorum. ve intihar eeden kişinin de bok yoluna gittiğine inanıyorum. adam öldüğüyle kaldı; ne bi istifa ne bi ceza alan olmadı. sadece en baştaki genç sorgu yargıcı en düşük ceza olan kınama cezası alarak bütün bu insanları toplumun ve medyanın önüne atmış oldu ve hepsinin hayatını kabusa çevirmiş olmasına rağmen paçayı sıyırdı.

    ek:
    https://www.bbc.co.uk/…/2005/12/051201_france.shtml
  • akıp giden nefis netflix belgeseli.
    kuzey fransa denen tuhaflık diyarında insanın içini sıkan, karakterlerden tiksindiren ve dava süreciyle de oldukça ilgi çeken bir olay.
    marc dutroux olayı çok büyük ses getirmişti 1990'larda. bu olayda da kuzey fransa - belçika bağlantısı "yine mi" dedirtti, ki belgeselde de aynı şeyden bahsediliyor.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap