56 entry daha
  • faili üzerinden değil de mağdurunun katli üzerinden tanımlanması ne kadar trajik değil mi?
    90'larda ben çocukken* mahallemizde; kaldırım kenarlarında, kapıların önünde vb. yerlerde yatan çimen adında bir dişi bir köpek vardı. yıllarca mahallenin muhtelif bölgelerinde kendi halinde yaşayan, bırak havlamayı, dişini dahi göstermeyen, nadir de olsa yavrulayan gariban bir köpekti. bir zaman sonra bu zavallıya birilerinin tecavüz ettiği söylentileri yayılmaya başladı. bu söylenti çocukların kulağına kadar geldiyse varın gerisini siz düşünün. bir gün çimen bizim evin avlusunun dışında, kapı önünde yatarken bir silah sesi geldi. hayvanın çığlıkları, can çekişmesi derken 1-2 dakika içinde kan gölünün içinde öldü zavallı. belediye ekipleri gelip tüfekle vurmuşlar, sorun artık çözülmüştü.

    bunun için hayvan mı öldürülür derseniz; birileri hayvandan rahatsız oldu da şikayet etti deseniz, hayvanın varlığından da yokluğundan da kimsenin haberi yoktu. tüm gün uyuyan bir zavallıydı. herhangi bir hastalık durumu olsa hayvanı tüfekle vurup tüm sokağı kan gölüne çevirmezlerdi bırakmazlardı. toplum güvenliği açısından risk teşkil ediyor olsaydı, çevrede birçok köpek hala mevcuttu, çimen öldürüldükten sonra da dolaşıyorlardı çevrede.
    elbette kimse bu yüzden öldürüldü diye söylemedi ama kırmızı pazartesi romanındaki gibi bir nevi insanlar neden öldürüldüğünü biliyordu zavallının.
    keşke belediye ekipleri tüfeklerini kuşanıp da çimen yerine ona tecavüz edenleri sokak köşelerinde itlaf etselerdi, en azından zavallı hayvan günahı olmayan bir suçun bedelini canıyla ödemezdi.
    namus cinayeti deyince her zaman olmasa da ara sıra bu zavallı çimen gelir aklıma. tek suçu var olmaktı.
hesabın var mı? giriş yap