428 entry daha
  • büyükşen cinayetinde herkes aileyi suçlamıştı ama tam tersi çıktı.

    çağla'nın cinayetinde ise ilk planda kimsenin aklına aile gelmedi. çünkü aile dışarıdan bakıldığında normal, şişli(fulya) gibi elit bir mahallede yaşayan eğitimli bir aile. yukarıdaki yazar herkes ters köşe olacak diyor ama zaten aklı başında belli kesim ters köşe oldu geçmiş olsun.

    müge anlı gibi akıllı bir kadın bile yanıldı diyorsun. çağla olayında müge anlı annenin yanında oldu. zaman aşımına girmesin diye anne ile günlerce program yaptılar. müge anlı ya çağla olayında da yanıldıysa?

    büyükşen cinayetini satır satır yazacağına önce şu soruların cevabını verin:

    birincisi anne doktor muayenesinde gittiğinde içine bir his doğuyor ve komşudan anahtarı alıp eve girip bakmasını istiyor. neden eve girmesini istiyor ki? kapıyı çalar açmadıysa eve gelmemiştir. sanırsın saat gece 10 ve hala eve gelmedi neyin telaşı bu. ha içine bir his doğmuş o zaman komşuyu aradığın gibi hemen evine gidersin. ihaleyi komşuya veriyor ama annenin kendi ortalarda yok. yukarıdaki bir arkadaş yıllar önce izlediği bir programda annenin anahtarı komşuya verdiği için pişman olduğunu, içine bir kurt düştüğünü söylediğini yazmış. komşuya git bak demesinin nedeni belli oldu. komşular, fulya etrafındaki çeteler, inşaat işçileri hepsi suçlanmış. komşu nasıl bir belanın içinden kurtulmuş verilmiş sadakası varmış.

    ikincisi cinayet bıçakla işleniyor ve abinin eli otobüsün camını kırdığı için de sargılı. eğer o gün bir polis o yaranın neden olduğunu anlamak için hastaneye sevk etse idi belki de her şey daha o gün açığa çıkardı. ah işte şeytan ayrıntıda gizlidir diye boşuna denmiyor. sadece bu durum birinin aklına gelseydi bu iş o gün bitmişti.

    üçüncüsü abinin televizyon programındaki görüntüsü neden buzlanmış. sen kızın abisisin üstelik de mağdur yakını olarak oradasın müge anlı'daki olaylı palu ailesi üyeleri bile hd şekilde kendini göğsüne gere gere!!! gösterdi. kızkardeşi için oraya gelen biri neden kendi görüntüsünün buzlanmasını ister? öyle eğitimliymiş, yöneticiymiş geç bunları senin kardeşin ölmüş insan mevkisini mi düşünür öyle bir durumda?

    hakikaten anlamıyorum ben ekmek çalsam daha ekmeğin ucunu yemeden polis beni bulur hapse atar her şeyin bu kadar apaçık olduğu bir olayda kimse ceza almıyor.
  • eskiden ne takip etmiş ve merak etmiştik. sanchez morales sagolsun başlığı uplayinca tekrar ilgimi çekti ve bir youtuber cinayeti işliyormuş dikkatimi çekti ve izledim.

    https://youtube.com/…jxzyffsxjh&si=txplxhe0wmjht7s-

    o dönem kimse aileden şüphelenmemisti ama çok net iddialar var cevaplanmamis çok soru var, olay yeri fotoğraflarını ve ihmalleri de görebildim. meraklısı izlesin.

    ayrıca youteber pınarbk bizim sanches morales'in çağla"nin abisi ilker olduğunu düşünüyor. çok ilginç gelişmeler yaşanıyor.
  • bir insan yalan söyleyecekse de kendini küçük düşürmeden söylemeli, zekası dalga konusu yapılmasın diye dikkat etmeli.

    şimdi ilker hani gece otobüs durdurmuş ve biletsiz şekilde istanbula doğru yola çıkmış. hah işte o yolculukta onu yaşlı bir kadının yanına oturtmuşlar. sonra radyoda olayı duymuş ve camı kırmış. yaa allah aşkına hem sonradan biletsiz bineceksin hem de yaşlı bir kadını cam kenarından kaldırıp seni oturtacaklar. camı yumrukla indirecek gücün de olacak. paralel evrende belki.

    annesi, ilkerin eli sarılıydı çünkü üzüntüden otobüs camını kırmış dedi, kendisi de hayır sadece camı çatlattım dedi. neden, çünkü hatırlayan çıkmadığı için ufak bir darbeydi, fark edilmedi diyebilmek için mi? ne yaşıyosunuz siz pes.

    sen cam kenarına oturmuş olamazsın, gece gece yaşlı bir kadının yerini sana vermezler. diğer koltuktan da cama uçup kıramayacağına göre allah aşkına senin eline ne oldu? annen başka, sen başka anlatıyorsun, eline ne oldu senin???
  • abisinin kendi ağzından "otobüste olayı radyodan öğrenmesi ve yaşananlar" :
    https://www.youtube.com/watch?v=e2rp55dy-hg
  • yalan yanlış hurafeleri düzeltmenin farz olduğu cinayettir. bir defa peşinen söyleyim. söylediklerim sadece medya ve sanal âleme sirayet eden bilgilerin kişisel olarak yorumlamasından ibarettir. yoksa ne maktulenin ailesini tanırım, ne rahmetli çağla'yı tanırım, ne de o muhitte ve ilçede ikamet etmişliğim vardır. bu hususun altını çizelim ki, yanlış anlaşılma durumuna mahal vermeyelim. birçok sansasyonel suç olayında yorum ve analiz yazılarım mevcuttur. bu da onlardan biri.

    şimdi. bu cinayetin tahkikat sürecinde, muhtelif nedenlerden ötürü adı zikredilen şüphelilerin isim ve soyadlarını açık açık afişe etmek veya deklare etmek alenen suç işlemek demektir. neticede adı zikredilen şüphelilerin, suç işleyip işlemedikleri dahi meçhul durumda iken, kalkıp da onların isimlerini ve özel bilgilerini bu şekilde afişe etmek ve son derece rezil bir suç ile itham etmek, türk ceza kanuna göre çok ciddi bir suçtur. sanal alemde dedektifçilik oynayan bazı şahıslara duyurulur.

    her neyse. bazı yanlış anlaşılmaları düzelmem iktiza ediyor. fazla uzun yazmayacağım çünkü bazıları buraya yazılan uzun metinleri okuyamıyormuş. şunu kısa ve özet yazın diyorlar.

    1-) ağabeyin, otobüsün camlarını kırdığı iddiası, tamamen gerçek dışıdır. ilker bey, otobüs camlarını kırmamış. sadece kız kardeşinin öldürüldüğünü düşünerek, telaşa kapılıp hiddetlenerek sağa sola vurmuş. bu yumruklama sonucunda, otobüs camında hasar meydana gelmemiş. ağabeyin elinde de, yara ve kanama durumu hasıl olmamış. ilker bey, bizzat kendisi bu durumu izah etti. hem mustafa şekeroğlu ile, hem de orhan kemiksiz ile yaptığı mülakatlarda, bu iddiaların hepsini yalanladı.

    2-) bir başka polemik konusu da, rahmetli çağla'nın cenaze töreni.. ilker bey'in kendisi bizzat cenazeye katılmıştır. hattâ cenazede kendisini gören birçok kişi var. bu cenaze merasiminde, elinde veya vücudunda herhangi bir yara veya şüpheli bir çizik bulunmadığı da bilinmektedir. kaldı ki, polis zaten bu tarz cinayetlerde, maktulenin cenaze törenini video kayıt altına almakta ve bu kaydı uzmanların tetkik etmesi için arşivlemektedir. çünkü katil ve işbirlikçileri, her zaman için maktullerin cenaze merasimine iştirak ederler. olay mahalline de geri dönüp, etrafı kolaçan ederler. artık içgüdüsel bir şey midir, bilemeyeceğim. lakin dünya genelinde, cinayet ve suikast olaylarına karışan suçlu kişilerde böyle bir eğilim olduğu bilinmektedir.

    3-) ilker bey'in, ordu şehrinden istanbul'a gelmesi ise o şehirde ikamet eden akrabaları vasıtası ile mümkün olmuştur. polis eskortu eşliğinde, şehirlerarası seyahat yapan bir otobüs çevrilmiş ve durumun aciliyeti şoför ve muavine izah edilerek ilker bey, bu otobüse bindirilmiş ve istanbul'a doğru yola çıkması sağlanmıştır. normalde polis ve akrabalar, cinayet olayını biliyorlarmış ancak sorunsuz şekilde yolculuk yapsın diye işin aslını ağabeye söylememişler. ninesinin ciddi şekilde rahatsızlandığını söylemişler. tabii ilker bey, bir süre önce dedesinin vefat etmesinden dolayı hayli endişelenmiş. ninesinin de vefat ettiğini ancak bu durumun istanbul'a varana kadar kendisinden gizlendiğini düşünmüş. tabii çocuk yaştan itibaren elinde büyüdüğü bir kadının aniden vefat etme ihtimali kendisini çok üzmüş ve yolculuk boyunca derin üzüntülere gark etmiş.

    4-) kardeşinin öldürüldüğünü ise otobüste radyodan öğrenmiş. bilenler bilir, eskiden radyolarda sesli teletext benzeri bir hizmet vardı. yurt genelinde vuku bulan önemli havadisler, kısa başlıklar hâlinde bu bültenlerde kamuoyuna duyurulurdu. işte ilker bey de, bu esnada kardeşinin katledildiğini öğreniyor. fulya semtinde bulunan evlerinin açık adresi ve kardeşinin isminin baş harfleri verilmek suretiyle deklare ediliyor, rahmetli çağla'nın vefat haberi. tabii o esnada zihninde parçaları birleştiren ilker bey, olayı çözüyor ve o esnada kendini kaybederek fenalaşıyor. diğer yolcular tarafından güç bela zaptediliyor ve zor bela teskin ediliyor.

    5-) bu cinayet hakkında, 2008 yılı ve öncesinde sözlüğe yazılan yorumlar merak ediliyor. açıkçası o yıllarda bu mecrada bulunmadığım için, o yıllarda bu cinayet hakkında sözlüğe girilen entry olup olmadığını bilemeyeceğim.

    fakat size başka bir şey söyleyim. bu cinayet hakkında, bu mecrada yazılan yorumların kahir ekseriyeti 2020 yılı ve sonrasında yazılmıştır. o da rahmetli çağla'nın ailesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu sayesinde mümkün olmuştur. onlar sayesinde bu cinayetten haberimiz oldu. yoksa nereden bilecektik, neyin ne olduğunu?

    başta gülnur hanım olmak üzere, ailenin filmlere konu olacak mücadelesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu ile işbirliği olmasaydı, bu cinayet çoktan zaman aşımına uğramış ve unutulup gitmişti. o yüzden bu cinayet hakkındaki içeriklerin kahir ekseriyeti, 2020 yılı ve sonrasına aittir. öncesinde elle tutulur hiçbir şey yok.

    6-) rahmetli çağla'nın ailesi, zaman aşımı engelinin aşılması için var gücü ile mücadele etmiştir. öyle iddia edildiği gibi zaman aşımının dolmasına 6 gün kala, bu kampanyaya iştirak etmemişlerdir. takdir edersiniz ki, ne kadar hayati ehemmiyet arz ederse etsin, belli bir meseleyi sosyal medyada gündeme taşımak ve gündemde tutmak çok zor bir olaydır. bilhassa twitter gibi mecraların farklı algoritmaları var. bu iş için büyük çaba ve hattâ bütçe ayırmak gerekiyor. başka türlü o konuyu trend topic yapmanın mümkünatı yok. ilker bey'in, gülnur hanım'ın ve nedim bey'in öyle çok aktif ve bol takipçili sosyal medya hesapları yok ki. sanal âlemde pek takılmayan insanlar kendileri. bir de bu cinayet, o zamanlar şimdiki kadar bilinmiyordu.

    gülnur hanım'ın zaman aşımı engelinin kaldırılması için program program gezmesi, müge anlı'nın programına katılması ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'nun çabaları ile bu cinayet için şimdiki kamuoyu meydana gelmiştir.

    7-) maktulenin ailesi hakkında ben hiçbir zaman yoksul veya zengin gibi kesinlik ifade eden sıfatlar kullanmadım. sonuçta insanların varidatını, malını mülkünü ve gelir durumunu ancak devlet bilir. başka kimse bilemez. ancak medyaya aksettiği kadarı ile çalışan ve emekli insanlar kendileri. ağabey üst düzey bir kariyer ile özel bir firmada çalışıyor. baba ise emekli olmasına rağmen başka bir işte çalışıyor. gülnur hanım ise emekli bir ev hanımı.

    yani sizin iddia ettiğiniz gibi polisi ve koskoca devleti tesir altında bırakacak ve rüşvet çarkı kuracak kadar uçuk kaçık bir zenginlik durumları yok. yaşamını idame ettirmek için maaşlı bir işte çalışan kimse zengin değildir. en iyi ihtimalle orta veya alt sınıfa mensuptur. dünyanın heryerinde bu böyledir.

    8-) ilker bey ayrıca, çağla anısına isimli internet sitesini kuran kişidir. katil veya katillerin bir türlü tespit edilememeleri üzerine arkadaşı ile beraber bu siteyi kurmuştur. sırf gizlide kalan, konuşmaktan imtina eden veya korkan görgü tanıkları varsa, bildiklerini anlatsınlar ve ihbarda bulunsunlar diye. ancak maalesef aslı astarı olmayan bilgiler ve sahte ihbarlar dışında hiçbir şey gelmemiş kendilerine. gülnur hanım da, cinayetten bu yana geçen çeyrek asırlık süre zarfında çıkmadık program ve ulaşmadığı gazeteci kalmamıştır. hande çinkitaş cinayetinde, handan hanım ile kader birliği yapmış ve yıllar boyunca birlikte mücadele etmişlerdir.

    9-) 2000 yılında, ailenin vefat eden iki dedesi yaşlılığa ve kronik hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan durumların neticesinde vefat etmişlerdir. her ikisinde ölüm olayı tamamen doğal patolojilere sekonder olarak tahakkuk etmiştir. öyle iddia edildiği gibi zehirlenme, cinayet ve sigorta şirketlerinden para alma gibi şeytanın bile aklına gelmeyecek deli saçması durumlar mevzu bahis bile değildir.

    10-) rahmetli çağla'nın miras yahut para için öldürüldüğü iddiası ise trajikomik bir zırvalıktan ibarettir. yahu dünyanın neresinde, alt soydan üst soya miras kaldığı görülmüştür? 14 yaşındaki bir çocuğun üzerine ne malı, mülkü ve parası olacak da, çocuk vefat edince, tüm varidatı ailesine intikal edecek? böyle bir şeyi aklınız havsalanıız alıyor mu sizin?

    ayrıca müsterih olun.. polis ve savcılık, ailenin maddi durumunu ve cinayetten önce ve sonra meydana gelen para hareketlerini de en ufak detayına kadar tetkik etmiş. şüpheli hiçbir bulguya rastlamamış. cinayet öncesinde ne varsa, sonrasında da maddi açıdan aynı şekilde yaşamaya ve çalışmaya devam etmiş bu insanlar.

    11-) katilin veya katillerin, evin içinde maktuleyi beklediğine dair hiçbir somut delil yok. katil zanlısı, elbette evin içinde de olabilir. ancak maktulenin hemen peşinden, bıçak zoruyla da eve girmiş olabilir. veya maktule eve girdikten sonra, hırsızlık amacı ile evi boş zannederek veya doğrudan tecavüz maksadı ile eve girmiş olabilir.

    12-) eve girmek için illa o evin anahtarının sizde bulunması gerekmez. o eski kapılar, şimdiki gibi kalın ve çelik kapılar gibi yüksek güvenlik özelliklerine sahip değildi. o eski model kapılar, ahşaptan imal edilirdi. ham madde olarak genellikle ceviz, çam, maun, meşe ve kayın gibi yağ muhtevası yüksek ağaçlar kullanılırdı. bazı iç aksamlar sunta bazlı da olabilirdi. dış hava koşullarına dayanıklı olabilmesi adına genellikle tik yağı ile bakım yapılması gerekirdi.

    bu kapıların marka ve modelleri belli idi. kapının marka modelini söyleyerek, büyük nalburlardan ve hırdavat dükkanlarından, o kapının anahtarını temin edebiliyordunuz.

    13-) maktulenin arkadan bıçaklandığı iddiası tamamen asparagas bir iddiadır. bu hipotezi destekleyecek hiçbir somut delil yoktur. bilakis, çok iyi bıçak kullanan biri veya birileri tarafından, bıçak zoru ile maktule en arka odaya götürülmüş, gene bıçak zoru ile yatağa yatırılmış ve yatakta boğazlanmıştır.

    bıçak savurma olayı yok yani. iki küçük tehdit yarası ve bir boğaz kesme olayı var. insanı zorla detay vermek zorunda bırakıyorsunuz. bunu söylemek zorunda kaldığım için özür dilerim ama teşbihte hata olmaz. maktule, yatağın üzerinde kurbanlık koyun gibi boğazlanmıştır.

    14-) maktulenin kanı, tamamen yatağa akmıştır. evin başka bir yerinde, cinayet anında ortaya çıkan ve somut anlamda önem taşıyan hiçbir kan izi yoktur. oda kapısı ile koridorun bitişiğindeki kan izi, cinayet anında oluşmamıştır. muhtemelen katil veya katillerin, suç aleti veya kıyafetlerine sirayet eden kanları temizlemek için silkelenmeleri neticesinde oluşmuştur.

    15-) ben hiçbir şekilde dosyayı görmedim. aileden veya arkadaş çevresinden biri olmadığım için yasal olarak dosyayı görme hakkına ve salahiyetine de sahip değilim.

    ancak dosyadaki fotoğrafları gösterseler de görmek istemem. bir kız çocuğunu, o vaziyette görmeyi arzu etmem. ceset mahremiyeti diye bir şey vardır. mevtanın birinci dereceden akrabası, polis veya savcı olmayan birinin, sağlığında hiçbir samimiyeti olmayan bir insanı hele hele bir çocuğu o hâlde görmeye hakkı ve yetkisi yoktur. etik ve ahlaki açıdan da doğru değildir.

    benim gördüğüm olay mahalli fotoğrafları, medyaya servis edildiği kadardır. ben maktulenin ne naaşını gördüm, ne de olay mahallinin sansürsüz görüntülerini gördüm. sadece gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'nun bizler ile paylaştığı ölçüde malumat sahibiyim.

    16-) ancak mesleki ünvanlarından dolayı, maktulenin naaşının ve olay mahallinin sansürsüz fotoğraflarını gören ve bize göre, fikir yürümesi çok daha isabetli olan emekli cinayet büro amirleri ve polis dedektiflerinin yorumu, sizin ve benim yorum ve teorilerinden çok daha kıymetlidir. çünkü bizlerin mesleği, polislik veya savcılık değil. bizler olay mahallini ve maktulenin naaşının vaziyetini görmedik. yaraların durumunu ve otopsi görüntülerini izlemedik. ama o kişiler, tüm bu imkanlara malik durumdalar. dolayısıyla yaptıkları tespit ve yorumlar, sana bana göre çok daha rasyoneldir. bu insanlar, katil veya katillerin dışarıdan geldiği hususunda mutabık kalmışlarsa, bir bildikleri olsa gerekir.

    17-) cinayetin işlendiği fulya semtinin o yıllardaki demografik yapısı şimdiye nazaran değişkenlik arz ediyormuş. genç erkek nüfusun fazla olduğu, suç olaylarının yaşandığı ve birkaç sene arayla faili meçhul cinayetlerin işlendiği bilinmektedir. bu tespit hiç öyle asparagas ve hedef şaşırtma maksadı güden bir tespit değil. inanmayan bizzat kendisi araştırır. o muhitte, çok çok ünlü mafya ailelerine mensup kişiler ve onların genç mensupları varmış o dönem. hani rahmetli çağla'ya kafayı takan, karşılık alamayan ve saplantı yapan biri veya birileri varsa, otomatik olarak şüpheli listesinde 1 numaraya o kişi yerleşir. çünkü biz biliyoruz ki, bu çocuk her gün otobüs durağından eve kadar olan mesafeyi yürüyerek katediyormuş. sizce o mahalleyi mesken edinmiş ve bir kısmı tehlikeli maddeler kullanan gençler ile karşılaşmama ve konuşmama ihtimali var mı? bu sadece bir varsayımdır. neticede gerçeğin peşinde adlı programda,cinayetten birkaç hafta önce maktuleyi merdivenlerde bir erkek ile konuşurken gören bir alt komşu gerçeği var.

    18-) polis ekipleri ve savcılık tarafından devamlı olarak çiğdem apartmanı tetkik edilmiş. bilhassa o binada bulunan iki dairede ikamet eden sakinler üzerinde yoğunlaşılmış. halbuki çiğdem apartmanına çok yakın olan tonla apartman var orada. hepsi de 15-20 daireli. bu evlerde, cinayet esnasında kimlerin ikamet ettiği tam bir muamma.. bu insanların, maktule ile samimiyet durumları bilinmiyor. cinayetin işlendiği gün misafirleri veya arkadaşları evlerine geldi mi, bilinmiyor. benzer şekilde evlerine teknik servis, kurye, tamirci veya tesisatçı çağırıp çağırmadıkları da meçhul.

    19-) cinayetin işlendiği çiğdem apartmanını ilk olarak inşâ eden ve en alt dairede ikamet eden ailenin, birçok meşhur mafya grubu ile dostluğu var. o dönem bu eve, çok sayıda kriminal tip geliyormuş misafir olarak. bu ev, çift kapılı olduğu için özel bir öneme sahip olsa gerek. bir kapısı mehmetçik caddesine, diğer kapısı apartmanın içine açılan bu daire, böyle sansasyonel bir cinayet işledikten sonra kaçmak için muazzam bir lokasyona sahip.

    20-) benim bu cinayet ile alakalı olarak kennedy suikasti gibi tarihe mâl olan faili meçhul bir cinayeti örnek olarak göstermemin sebebi şu. dünyanın en iyi korunan insanı bike yüzlerce korumanın ve milyonlarca insanın gözleri önünde hunharca öldürülebiliyorsa, herkes öldürülebilir demektir. doğru zamanda, doğru yerde bulunan her katil, hedef aldığı kişiyi öldürebilir. john fitzgerald kennedy dallas şehrinde 22 kasım 1963 tarihinde, kardeşi robert kennedy ise 5 haziran 1968 tarihinde, bugün bile kimliği belirlenemeyen kişi veya kişiler tarafından katledildiler. katil olarak tevkif edilen ve savcılığa götürülürken, basın mensuplarının gözleri önünde vurularak öldürülen sözde zanlıların esas katil olduklarına ise kimse itimat etmedi. ayrıca kennedy suikasti konusunda, ingilizce kitap neşredecek kadar malumat sahibiyim. kimse kalkıp da, bu suikast hakkında ukalalık yapmasın. bu konuda katiyyen tevazu gösteremem. bu arada benzer şekilde ronald reagan da, ciddi bir suikast teşebbüsünü tamamen tesadüf eseri ve güç bela atlatmıştı.

    şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

    suç olaylarını araştıran, sadece aklının ve vicdanının sesini dinleyen biri olarak, bu cinayet ile akalı olarak sizin iddialarınız neyse, madde madde hepsini tekzip etmeye devam edeceğim.
  • ısrarla somut verilere yalan yanlış hurafe denilen cinayettir. neden bu ısrar diye düşündükçe daha çok gündem oldu ve şüphelenmeyen kişiler bile şüphelenmeye başladı .

    eğer abinin otobüsün camını kırarak elini yaraladığı bilgisi yalansa bu konuda anne çok net sorgulanmalıdır. abi de ilk başta bunu teyit edip sonra ifade değiştiriyorsa o da sorgulanmalıdır. kendi kulağımla bu hikayeyi anneden dinledim. bu yüzden mi yayınlar yasaklatıldı? bak anneye ilkerin eli yaralıymış diye soruldu ve o da konuyu bu şekilde açıkladı. bu somut veriyi napıcaz ?

    otobüse polis eşliğinde bindirilene kadar o akrabalar getirseymiş ya ilkeri? onlar da gelmiş cenazeye çünkü . ilker yapmıştır demiyorum sen ısrarla bunu yazdığın için yorumunu yorumluyorum. ancak ilker onlardan önce istanbuldaydı değil mi? bindiren akrabaların ifadesi de yok. bindiren polis de bulunamadı. şahit tek bir yolcu yok. otobüsün camını kırdım dedi sonra etrafı dağıttı oldu. radyodan açık adresi hangi kanalın o saatte verdiğini de tespit etmiştir değil mi polis ? sen yazdıkça biz de yazacağız ...

    ailenin maddi durumuna yorum yapmadın mı? aile zengin deyip dükkanlarını yazdın buraya. ailenin içinden biri gibi hem de . bak buraya yazdığın entryi ekleyeceğim sonra. sen bence tutarlı olmak için defalarca oku yazdıklarını. nerde ne bilgi verdin bir daha bak .(bkz: #163860206)

    çağlanın ilk aldığı bıçak yarasının arkadaki olduğu ve delme saplama şeklinde isabet ettiğini adli tıp uzmanları söylüyor. hani hiç birimiz savcı ,polis değiliz ya ? işte adli tıp uzmanı da değiliz. bunu bilecek olanlar onlar. hatta olay yerinden koridordaki duvara sıçrayan kanlardan anlaşılan da koridorda arkasından o bıçağın denk geldiği ancak öldürücü olmadığıydı. katil orada dursaydı çağla yaşıyor olacaktı.

    aptal katil o kadar rahat ki elini o evde yıkıyor. banyoda değil mutfakta yıkama sebebi de banyoyu bulamadığı için değil kabak gibi karşısında banyo. katil çok rahat.bir sürü temizleme de yapıyor olay yerinde .
  • gündem olması sevindirici belki bir şey çıkar . kriminal konularla ilgilenen biri olarak çok okudum, dinledim bu konuyu . şimdi tek tek tespit yapmamayım zaten yapılmış ama çok ilgimi çeken bir konu bu . hiçbir şey bulunamamış olması , komşuların sonradan aileye düşman olması , kaç kere ekip kurulmasına rağmen bir adım öteye gidilememesi çok ilginç . inşallah bir şeyler çıkar yinede .
  • az zeka hücresi barındıran beyinleriyle attıkları yalanları dahi unutan ana-oğulu, bu beceriksizlikle bile yakalanmadığı için ayakta alkışlamamız gereken cinayet.

    emniyetin ise rezaletini izlediğimiz, biraz daha bir şey yapmazsanız linçlenmeye hazır olun dediğim cinayet.

    çeyrek asırdır gözlerinin önündeki suçluları bile doğru dürüst sorgulama yapmamış, sorgulamak isteyenleri de dosyadan ihraç etmiş, rüşvetin kol gezdiği cinayet.

    biz bile tüm şaibeleri gözler önüne sermişken, ölü taklidi yapan savcı, cinayet büro göreve dediğimiz cinayet.

    bu babanın kanlı elleriyle buzdolabı, tuvalet kağıdı dolabına bile neden dokunduğunu anlayamamış ya da aptala yatan polislerle dolu cinayet. yine de bu olayı çözebilmek için can atan ama kirli ast üst ilişkilerinden dolayı sürülmemek için sesini çıkaramayan namuslu polislerimizi tenzih ederim.

    baktı ki dna, done yemiyoruz artık farklı hikayeler yazarak hedef saptırdığını düşünen fındık beyinli birinin yazılarını okumak zorunda kaldığımız cinayet.

    bugün ne yazmışlar diye okuyup biraz daha tutuşun bakalım. yok öyle eskisi gibi yalanlar sıkıp köşeye çekilmek. her gün gündem olacak bu konu. görmek istemeyen polisler görene dek!
  • anne ilkerin eli neden sargılıydı sorusuna otobüs camını patlatmış diye cevap veriyor, ilker yıllar sonra orhan kemiksiz sorunca yok patlatmadım, öyle vurdum sadece ehiehi diye kıvırıyor ama bu çelişkiyi soranlar yalancı şizofren mi oluyor.

    vatan savunur gibi aile lehine entry girenler muhtemelen ellerine ulaştırılan metinleri editleyip yazıyor. iktiza miktiza, eski kelimeler, hukuki terimler filan böyle yazınca inandırıcı oluyor galiba.

    ailenin çabası değil, çabalarmış gibi görünme çabasını izledik bence. mustafa şekeroğlu sayesinde öğrendiğimiz deliller varmış ya hani, o deliller arasında ailenin cinayetten 2 ay önce çok yakınlarda bir ev kiraladığını öğrenmedik mesela. bu aile ne karıştırıyordu da sürekli şaibe yaratacak bilgiler ayıklanıp diğerleri servis ediliyor.

    yıllar sonra ak dediklerine kara diyerek başkasını şizofren ilan ediyorlar.
  • #163923148

    herkes kendi fikrini körkütük savunmakta özgür. fakat yalnızca ilker ya da çok yakını, (arkadaşı demiyorum bak) veya bu cinayetin içinde olan biri, ilker ve ailesi ile birlikte kendilerinin cinayetten haberleri olduğu andan itibaren gelişen süreci bu kadar detaylı anlatabilir.

    şimdi bu şahıs detaylıca olay yerini tarif etti mi?etti! dosyaya hakim!
    "arka oda" diye bir ifade geçti mi entrysinde?geçti. eve de hakim.
    ilker'in otobüsteki ruhi durumunu ayrıntılı anlattı mı? anlattı. hem de yanındaymış gibi.

    ve "ilker bey"in tanıdığı, akrabası yahut kendisi olduğunu söylemek üstteki entry'nin sahibi şahsı neden rahatsız ediyor, merak ettim açıkçası. onlardan biri olup da gayet de bu ortamda fikrini beyan edebilir halbuki. aklanmak ve tüm şüphelerden arınmak için zerre çaba göstermemiş bir kişi ve ailesinin bu mecradaki faydasız ve dayanaksız çırpınışları çelişir mi yoksa? hı?

    öte yandan, bir insan nasıl olur da tertemiz bir kız çocuğunu kim ya da kimlerin öldürdüğüne ya da öldürmüş olabileceğine kafa yormaz ama bir cinayetin kendisine hastalıklı derecede hakim olabilir, kanım dondu. allah belanızı versin.
1121 entry daha
hesabın var mı? giriş yap